Yemin Etme ve Bozma Kefareti

0
Eğer birisi herhangi bir işi yapmaya veya terk etmeye, örneğin oruç tutmaya veya sigara içmemeye yemin eder, daha sonra bilerek bu yemini bozarsa, kefaret vermeli, yani bir köle azat etmeli veya on fakiri doyurmalı yada giydirmeli; bunlara da gücü yetmediği takdirde, üç gün oruç tutmalıdır.

Yeminin Gerçekleşmesi İçin Gerekli Şartlar
1- Yemin eden kişinin akıllı ve baliğ olması gerekir. (eğer deli, aptal veya ergenlik çağına girmemişse yemin geçerli değildir.

Yemin eden kimse, kendi bilinci ve ihtiyarı üzere yemin etmelidir. Dolayısıyla çocuğun, delinin, sarhoşun ve yemin etmeye ikrah edilen kimsenin yemini doğru değildir. Keza, ihtiyarı elinde olmayacak şekilde sinirlilik halinde kastetmeksizin edilen yeminin hükmü de böyledir. (eğer birisi bilmeyerek yeminini bozarsa veya yeminini bozması için zorlanırsa bu geçerli değildir.)

2-Yapılmasına yemin edilen iş, haram ve mekruh; (örneğin kumar oynamak, zina etmek için yemin ederse) terk edilmesine yemin edilen iş de farz ve müstehap olmamalıdır. (örneğin oruç tutmayacağım zekat vermeyeceğim gibi) Keza yapılmasına yemin edilen mubah işin terk edilmesi halkın nazarında yapılmasından ve terk edilmesine yemin edilen mubah işin ise yapılması, halkın nazarında terk edilmesinden daha iyi olmamalıdır.

3-“Allah” ismi gibi, Hak Teala’dan başkası için kullanılmayan isimlerinden birisine yemin edilmelidir. Keza, “Halık” ve “Razık” gibi Allah’tan başkası hakkında da kullanılabilen, ama yüce Allah hakkında fazla kullanılmasından dolayı kullanıldığında sadece Allah’ı andıran isimlerle de yemin sahihtir. Hatta yalnızca Hak Teala’yı andırmayan veya ortak olan isimlere yemin eder, ancak kastı Hak Teala olursa farz ihtiyat gereği yemininin gereğine uymalıdır. (Ehli sünnette bu konuda aynı görüştedir) (örneğin birisi Kur’an’a veya peygambere yemin ederse yemini geçerli değildir.)

4-Yemin dille söylenmelidir; yazmak veya kalpten geçirmekle yemin gerçekleşmez. Fakat dilsiz bir adam işaretle yemin ederse, sahihtir. (örneğin içinden bir günahı terk etmek için yemin ederse yemin geçerli değildir.)

5-Yeminin gereğine amel etmek, yemin eden için mümkün olmalıdır. Eğer yemin ettiği vakitte yemin ettiği iş kendisine mümkün olur ve daha sonra mümkün olmazsa, bu duruma düştüğü andan itibaren yemini bozulur; keza, (yemin) ahit ve nezir doğrultusunda hareket etmek tahammülü mümkün olmayacak kadar insana zor olursa da hüküm aynıdır. (yani yemin ve ahit bozulur.)

Yeminle İlgili Bazı Hükümler
Eğer baba çocuğunu veya koca kadınını yemin etmekten men ederse, bunların yeminleri sahih olmaz.

Eğer çocuk babasının, kadın kocasının izni olmadan yemin ederse, baba ve koca onların yeminini bozabilirler. Hatta onların izni olmadan yapılan yeminin sahih olmadığını söylemek uzak bir ihtimal değildir; ancak yine de ihtiyat terk edilmemelidir.

Unutkanlık veya çaresizlik yüzünden yeminin gereğine muhalefet eden kimsenin üzerine yemin kefareti farz olmaz. Baskı altında kalarak yeminini bozmaya zorlanan kimse de bunun gibidir. Vesveseye kapılmış insan da örneğin “Vallahi namaza başlıyorum.” diye yemin eder, ama vesvesesi yüzünden namaza başlayamazsa, eğer vesvesesi, onu gayri ihtiyarı olarak yemine amel etmemeye itecek boyutta ise, bu çeşit yeminin de kefareti yoktur.

Sözleri doğru olan kimsenin yemin etmesi mekruh, yalan olan kimsenin yemin etmesi ise haram ve büyük günahlardandır. Bu şekilde bir şeyin ispatı için yapılan yemin, yukarıdaki meselelerde açıklanan gelecek zamanda bir işi yapmak veya yapmamak üzere yapılan yeminden farklıdır ve kefareti yoktur. Ancak, kendisini veya başka bir Müslüman’ı bir zalimin şerrinden kurtarmak amacıyla yalan yere yapılan yeminin sakıncası yoktur; hatta bazen böyle bir yeminde bulunmak farz bile olabilir. Ama tevriye[1] edebilirse, yani yemin edeceği vakit yalan olmayacak bir şekilde niyet edebilirse, ihtiyaten farz olarak tevriye etmelidir. Meselâ bir zalim herhangi bir kimseye zulüm etmek ister ve bir insandan onu görüp görmediğini sorarsa, o insan da bir saat önce görmüş ise, ihtiyat gereği onu görmediğini söylemeli ve beş dakika önce görmediğini kastetmelidir.

Kefaret Miktarı

Eğer birisi yeminine uymaz ve yeminin bozarsa kefaret olarak şunlardan birini yerine getirmelidir:

Bir köle azat etmeli veya on fakiri doyurmalı yada giydirmeli; bunlara da gücü yetmediği takdirde, üç gün oruç tutmalıdır.

Burada dikkat edilmesi gereken nokta şudur: Eğer birisi bir köle azat edemiyorsa (ki bu asırda böyle bir durum söz konusu değildir) ya on fakir doyurulmalı veya giydirilmelidir. Yani eğer on fakire yemek verirse veya onlara o miktarda parayı yemekte kullanmaları şartıyla verirse onlarında bu parayı yemekte kullanacaklarını bilirse bunda bir sakınca yoktur. Veya giyinmeleri için elbise verirse veya elbise alacakları kadar para verir ve elbise almayı şart koşarsa ve bu şartın yerine getirileceğini bilirse bunda da bir sakınca yoktur. Eğer bunların hiç birini yerine getirecek maddi durumu yoksa o zaman kefaret olarak üç gün oruç tutmalıdır. Bu şekilde kefareti yerine getirmiş olur.

…………………
[1] – Bir anlatım inceliği olarak birden çok anlamı olan bir sözün yakın anlamının değil de uzak anlamının kullanılması sanatı.