Lebbeyke Ya Hüseyin!

0
“Lebbeyk Ya Hüseyin” yani eğer imam Hüseyin’le aynı asırda olsaydım onunla birlikte olurdum…
“Lebbeyk Ya Hüseyin” yani eğer imam Hüseyin’in kafilesinin sesini duysam ona yetişmek için bir an olsun bile şüpheye düşmezdim…
“Lebbeyk Ya Hüseyin” yani Aşura gecesi imam Hüseyin’in çadırının altında olurdum, ne düşmanın çadırının altında, ne ahdinden dönenlerin ve ne de ondan ayrılanlardan olurdum…
“Lebbeyk Ya Hüseyin” Yani Aşura günü canımı ortaya koyardım; öyle ki eğer binlerce kez parça parça olsam ve parçalarımı yakarak ortadan kaldırsalar sonra bedenim yeniden cana gelse, kendimi yeniden imam Hüseyin ve ailesine ok ve mızraklar isabet etmesin diye siper ederdim …
“Lebbeyk Ya Hüseyin” yani şu anda imam Hüseyin çağında değiliz ki onunla beraber olalım…

“Lebbeyk Ya Hüseyin” yani her günü Aşura görüp, her yeri Kerbela bilelim…

“Lebbeyk Ya Hüseyin” yani dikkat etmeliyim hayatımın an be anı imam Hüseyin’in çadırına mı doğru kaymakta yoksa düşmanların, ahitlerini bozanların ve ayrılanların çadırına mı doğru…
“Lebbeyk Ya Hüseyin” düşmanların çadırının altında olmayayım; yani ömrümü faiz yemekle geçirmeyeyim…

“Lebbeyk Ya Hüseyin” yani sokak çocuklarının ağladıklarını gördüğümde kalbim titresin… yani park köşelerini kendilerine ev edinen insanları gördüğümde vicdanım sızlasın… yani servet yığanların karınlarının tokluktan patlamasını ve fukaraların açlığını gördüğümde artık sabır etmeyeyim…
“Lebbeyk Ya Hüseyin” yani ahitlerini bozanların çadırlarında olmayayım; onlar “elestu” da Allah’ı kendilerine rab edindiler, ama ahitlerini bozarak şeytan’ın kulluğuna girdiler; yalan onların günlük yaşamlarının bir parçası olmuş, gıybet ve töhmet sofralarının azığına dönüşmüştür…

“Lebbeyk Ya Hüseyin” yani hüseynilerin çadırlarında olmalıyım; onlar Allah’ı kendilerine rab edinmiş ve O’nun yolunda istikamet etmişlerdir; öyle ki melekler onlara inerek “bundan sonra size ne üzüntü ne de korku vardır” müjdesini vermiştir…
“Lebbeyk Ya Hüseyin” yani ayrılanlardan olmamalıyım; onlar imam Hüseyin’le yola koyuldular ve ona kavuştular, ancak Hüseyin’le kalmadılar ve onun yolundan ayrıldılar… hasret ve pişmanlık ebedi olarak yaşamlarının bir parçası oldu…

“Lebbeyk Ya Hüseyin” yani sonuna kadar Hüseyin’le olacağım; Hüseyin’le yola koyulup, Hüseyin’e kavuşacağım ve sonuna kadar Hüseyin’le kalacağım…

“Lebbeyk Ya Hüseyin” ahitleşmek ve ahdini bozmamaktır… sonuna kadar Hüseyin’le kalmaktır… onlarla kalmak için birlikteliğin bahasını vermek gerekir; bazen bedenin kanıyla bazen kalbin kanıyla…
Ey benim kardeş ve bacım! Hangi çadırda olduğuna bir bak! Hüseyin’in çadırında mı yoksa düşmanların mı? ve kimin içindesin? Hüseynilerin içinde mi, yoksa ahitlerini bozanların mı? ve hangi kafiledesin? Birlikte olanların mı, yoksa ayrılanların mı?
“Lebbeyk Ya Hüseyin” yani hayatımın her anında senin çadırında olayım ey Hüseyin!…