Kur’ân Açısından Kadının Mahremleri
“Süslerini, kendiliğinden görünen kısmı müstesna, açmasınlar. Başörtülerini yakalarının üzerine salsınlar. Süslerini kocaları veya babaları ve kayınpederleri veya oğulları veya kocalarının oğulları veya kardeşleri veya erkek kardeşlerinin oğulları veya kız kardeşlerinin oğulları veya Müslüman kadınları veya cariyeleri veya erkekliği kalmamış hizmetçiler, ya da kadınların mahrem yerlerini henüz anlamayan çocuklardan başkasına göstermesinler. Gizledikleri süslerin bilinmesi için ayaklarını yere vurmasınlar. Ey iman edenler! Hep birden Allah’a tövbe ediniz ki kurtuluşa eresiniz.” [ Nûr, 31]
Müslüman kadınlar ve Hz. Muhammed’in (s.a.a) ümmetinin kızları, dünya ve ahiret hayırları için Allah-u Teâlâ’nın hikmet dolu emirlerine teslim olmalıdırlar.
Gayretli erkekler ve yüce gençler de namuslarını, İslâmi örtüyü ve Kur’ân-i hicapları heva ve hevesine düşkün kimselerin tacizinden korumalıdırlar. Bırakın eşleriniz sizin eşleriniz olsun; herkes onun güzelliğinden, cemalinden, ziynetinden ve bedeninden lezzet almasın, bu gayret, mertlik, ahlâk, şeref, vicdan ve mürüvvete de aykırı bir şeydir.
“Sana ne iyilik gelirse Allah’tandır; sana ne kötülük dokunursa kendindendir.” (Nisa/79)