Namaz’da Bedeni Örtmek

0
* Erkek namazda, kimse görmese bile avret yerini örtmelidir. Hatta göbekten dizlerine kadar örtmesi, daha iyidir.

* Kadın namazda, saçı ve başı da dâhil olmak üzere bütün bedenini örtmelidir. Ama, yüzün abdestte yıkanan miktarını, bileklere kadar ellerini ve ayaklarını topuklara kadar örtmesi gerekmez. Ama, örtülmesi gereken miktarı örttüğünden emin olması için yüzün etrafından bir miktarını, bilek ve topuklardan bir miktar aşağısını da örtmelidir.

* Kazaya kalmış secde veya teşehhüt hatta farz ihtiyat gereği sehiv secdesi yerine getirilirken, namazdaki gibi örtülmesi gereken yerlerin örtülmesi gerekir.

* Namazda bilerek avret yeri örtülmezse, namaz batıl olur. Hatta hükmü bilmemek yüzünden de olsa farz ihtiyat gereği, namaz iade edilmelidir.

* Namaz kılınırken avret yerinin açıldığı fark edilirse, örtülmesi gerekir. Bunu yapmak uzun sürecekse, farz ihtiyat gereği namaz bitirilmeli ve iade edilmelidir. Ama eğer namazdan sonra, avret yerinin namazda açıldığı anlaşılırsa, kılınan namaz sahihtir.

* Ayaktayken elbise, avret yerini örter; ancak rükû ve secde gibi durumlarda örteceği belli olmazsa, açıldığı takdirde herhangi bir şeyle avret yeri örtülürse, namaz sahihtir. Ama müstehap ihtiyat gereği, öyle bir elbiseyle namaz kılınmamalıdır.

* İnsan, namazda kendisini ot ve ağaç yaprağıyla örtebilir. Ama müstehap ihtiyat gereği, başka hiçbir şey bulunmadığı zaman bunlarla örtünmelidir.

* Namazda örtünmek için çamurdan başka bir şey bulunmazsa, çamur örtü olmadığından çıplak olarak namaz kılınabilir.

* Namazda örtünecek hiçbir şey bulamaz; ancak bulabileceğine ihtimal verirse, farz ihtiyat gereği namazı geciktirmelidir. Eğer bir şey bulamadıysa, vaktin sonunda vazifesine uygun olarak namaz kılar.

* Avret yerini örtecek bir şey hatta ağaç yaprağı ve ot bulamayan ve namaz vaktinin sonuna kadar da örtecek bir şey bulabileceğine ihtimal vermeyen kimse, namaz kılmak istediğinde onu nâmahrem gördüğü takdirde, oturarak avret yerini bacaklarıyla örtüp namaz kılmalıdır. Eğer başka kimse onu görmüyorsa, ayakta namaz kılar, ön tarafını eliyle örter ve her iki durumda da rükû ve secdeyi işaretle yerine getirir ve secde için başını bir miktar aşağı eğer.

Namaz Kılanın Elbisesiyle İlgili Hükümler

* Namaz kılanın elbisesiyle ilgili olarak altı tane şart vardır.

1) Temiz olmalı.

2) Mubah (=gasp edilmemiş ) olmalı.

3) Lâşe hayvanın parçasından yapılmamalı.

4) Yenmeyen hayvanın parçasından yapılmamalı.

5-6) Namaz kılan, erkek ise, elbisesi halis ipek ve altın işlemeli olmamalıdır.

Bu şartlarla ilgili ayrıntılı açıklamalara, ilerideki hükümlerde değinilecektir.

1. Şart:

* Namaz kılanın elbisesi temiz olmalıdır. Bilerek necis beden veya elbiseyle kılınan namaz, batıl olur.

* Necis elbise ve bedenle kılınan namazın batıl olduğunu bilmez ve bu hükmü öğrenmemekte geçerli özrü bulunmaz ve bu yüzden necis elbise veya bedenle namaz kılarsa, namazı batıldır.

* Geçerli özrü bulunmaksızın şer’î hükmü bilmemek yüzünden, necis olan bir şeyin örneğin necis yiyen devenin terinin necis olduğu bilinmez ve onunla namaz kılınırsa, namaz batıl olur.

* Beden veya elbisenin necis olduğu bilinmez; ancak namazdan sonra anlaşılırsa, kılınan namaz sahihtir. Ama müstehap ihtiyat gereği, vakit olduğu durumda, namaz iade edilmelidir.

* Beden veya elbisenin necis olduğu unutulur; ancak namazda veya namazdan sonra farkına varılırsa, namaz iade edilmelidir. Eğer vakit geçmişse, kaza edilmelidir.

* Vakit müsait iken namaza başlayan kimse, namazda beden veya elbisesi necis olur; ancak namazın herhangi bir cüz’ünü necasetli olarak okumadan önce bunu fark ederse ya da beden veya elbisesinin necis olduğunu anlar; ancak o vakitte mi yoksa daha önce mi necis olduğundan şüpheye düşerse, beden veya elbisesini yıkaması ya da elbisesini çıkarması veya değiştirmesi, namazın bozulmasına sebep olmayacaksa, namaz hâlinde beden veya elbisesini yıkamalı ya da elbisesini değiştirmeli ya da avret yerini başka bir şey örtmüş olursa, elbiseyi çıkarmalıdır. Ama, eğer beden veya elbisesini yıkaması ya da değiştirmesi veya çıkarması namazın bozulmasına sebep olacak veya elbisesini çıkardığında çıplak kalacaksa, namazı bozmalı, temiz beden ve elbiseyle namaz kılmalıdır.

* Vakit darlığında namaza başlayan kimse, namazda elbisesi necis olur ve namazı o şekilde kılmadan elbisesinin necis olduğunu anlar veya elbisesinin necis olduğunu anlar ancak o vakit mi yoksa önceden mi necis olduğundan şüpheye düşerse, elbiseyi yıkamak, değiştirmek veya çıkarmak namazı bozmayacak olursa, elbiseyi yıkamalı veya değiştirmeli ya da avret yerini bir başka şey örtmüşse, elbisesini çıkararak namazı bitirmelidir. Ama, üzerinde avret yerini örten bir başka şey bulunmaz, elbiseyi de yıkayamaz veya değiştiremezse, elbiseyi çıkarıp çıplaklar için açıklanan hükümlere göre namazı bitirmelidir. Ama, elbiseyi yıkayacak veya değiştirecek olursa, namazı bozulur, soğuk ve benzeri bir şey yüzünden de elbiseyi çıkaramazsa, o şekilde namazı bitirmesi gerekir ve namazı sahihtir.

* Vakit darken namaza başlayan kimsenin namazda bedeni necis olur ve necisli olarak namazın herhangi bir cüz’ünü kılmadan necis olduğunu anlar veya bedeninin necis olduğunu anlar; ancak o vakit mi, yoksa önceden mi necis olduğundan şüpheye düşerse, bedeni yıkaması namazın bozulmasına sebep olmazsa yıkamalıdır; eğer namazın bozulmasına sebep olacaksa, o şekilde namazı bitirmesi gerekir ve namazı sahihtir.

* Beden veya elbisesinin temiz olduğundan şüpheye düşen kimse, namaz kılar ve namazdan sonra beden veya elbisesinin necis olduğunu anlarsa, namazı sahihtir.

* Elbisesini yıkar ve temizlendiğinden emin olur ve onunla namaz kılar; ancak namazdan sonra temizlenmemiş olduğunu anlarsa, kılınan namaz sahihtir.

* Beden veya elbisede kan görülür ve kesinlikle necis kanlardan olmadığı örneğin, sivri sinek kanı olduğu bilinir; ancak namazdan sonra kendisiyle namaz kılınmayan kanlardan olduğu anlaşılırsa, kılınan namaz sahihtir.

* Elbise veya bedende bulunan kanın, namazı bozmayan necis kanlardan örneğin, çıban ve yara kanı olduğundan emin olunur [ve öylece namaz kılınır]; ancak namazdan sonra namazı bozan kanlardan olduğu anlaşılırsa, kılınan namaz sahihtir.

* Bir şeyin necis olduğu unutularak ıslak beden veya elbise ona değdirilir ve öylece namaz kılınır ve namazdan sonra hatırlanırsa, kılınan namaz sahihtir. Ama, eğer beden ıslakken necis olduğu unutulan bir şeye değer ve necis olan yer yıkanmadan gusledilir ve öylece namaz kılınırsa, alınan gusül ve kılınan namaz batıl olur. Yine herhangi bir abdest organı ıslak iken necis olduğu unutulan bir şeye dokundurulur ve ora yıkanmadan önce abdest alınıp namaz kılınırsa, alınan abdest ve kılınan namaz batıl olur.

* Bir tek elbisesi olan kimsenin beden ve elbisesi necis olur ve yalnızca onlardan birini yıkamaya yetecek kadar suyu bulunursa, elbisesini çıkarıp bedenini yıkamalı ve namazı da çıplaklar için açıklanan hükümlere göre yerine getirmelidir. Ama havanın soğuk olmasından veya diğer bir özürden dolayı elbisesini çıkaramadığı takdirde, her iki necaset derece açısından eşit olur ise, meselâ, her ikisi de idrar veya kan olur veyahut bedenin necaseti örneğin iki kez yıkanmayla pak olan idrar gibi galiz ve şiddetli necaset olursa, farz ihtiyat gereği beden yıkanmalıdır. Eğer elbisenin necaseti daha çok veya daha şiddetli olursa, elbise veya bedenden hangisini isterse, yıkayabilir.

* Necis elbiseden başka elbisesi olmayan kimse, vakit dar olur veya [vakit dar olmaz ancak] temiz elbise bulabileceğine ihtimal vermez, havanın soğuk olmasından veya başka bir özürden dolayı elbisesini çıkaramazsa, aynı elbiseyle namaz kılmalıdır ve bu şekilde kılınan namaz sahihtir. Ama elbisesini çıkarabilirse, namazı çıplaklar için açıklanan hükümlere göre kılması gerekir.

İki tane elbisesi olan kimse, onlardan birinin necis olduğunu bilir; ancak hangisinin necis olduğunu bilmez ve her ikisini de yıkayamazsa, eğer vakit müsait olursa, her iki elbiseyle namaz kılması gerekir. Meselâ, öğle ve ikindi namazı kılmak isterse, elbiselerin her birisi ile bir öğle ve bir ikindi namazı kılması gerekir. Ama, vakit dar ise, çıplaklarla ilgili olarak açıklanan şekilde namaz kılması ve farz ihtiyat gereği namazı, temiz elbiseyle kaza etmesi gerekir.

2. Şart:

* Namaz kılanın elbisesi, mubah olmalıdır. Gasp edilmiş elbise giymenin haram olduğunu bilen kimse, bilerek gasp edilmiş elbiseyle veya ipi, düğmesi veya başka bir şeyi gasp edilmiş olan elbiseyle namaz kılarsa, farz ihtiyat gereği kıldığı namazı, gasp edilmemiş bir elbiseyle iade etmelidir.

* Gasp edilmiş elbise giymenin haram olduğunu bilen ancak, namazı batıl ettiğini bilmeyen kimse, bilerek gasp edilmiş elbiseyle namaz kılarsa, kıldığı namazı gasp edilmemiş elbiseyle iade etmelidir.

* Elbisesinin gasp edilmiş olduğunu bilmeyen veya unutan kimse, o elbiseyle namaz kılarsa, namazı sahihtir. Ama kendisi onu gasbet-miş olur ve onunla namaz kılarsa, farz ihtiyat gereği namazı iade etmelidir.

* Elbisesinin gasp edilmiş olduğunu bilmeyen veya unutan kimse, namazda farkına varırsa, eğer üzerinde avret yerini örten başka bir şey olur, çabucak veya namazın muvalatını (=peş peşe olmasını) bozmadan elbiseyi çıkarabilecekse, çıkarmalıdır ve namazı sahihtir. Eğer üzerinde avret yerini örten başka bir şey olmaz veya gasp edilmiş elbiseyi derhal çıkaramaz ya da çıkardığında namaz fiillerinin peş peşe olması bozulursa, hatta bir rekâtlık vakti bile olsa, namazı bozmalı ve gasp edilmemiş elbiseyle namaz kılmalıdır. Eğer bu kadar vakti de olmazsa, namaz hâlinde elbisesini çıkarmalı ve çıplaklar için açıklanan hükümlere göre namazını bitirmelidir.

* Canını korumak veya örneğin gasp edilmiş elbisenin çalınmasını önlemek için, gasp edilmiş elbiseyle namaz kılan kimsenin kıldığı namaz sahihtir.

* Bizzat zekât veya humusu verilmemiş parayla satın alınan elbiseyle kılınan namaz batıldır. Yine belli para değil de herhangi bir para karşılığı alınır ancak muamele yapıldığı zaman, humusu veya zekâtı verilmemiş paradan ödenmesi kastedilirse, aynı hüküm geçerlidir.

3. Şart:

* Namaz kılanın elbisesi, akıcı kanı olan yani damarı kesildiğinde kanı sıçrayan ölü hayvanın parçalarından olmamalıdır. Hatta farz ihtiyat gereği, balık gibi akıcı kanı olmayan ölü hayvandan yapılan elbiseyle de namaz kılınmamalıdır.

* Farz ihtiyat gereği, namaz kılanın üzerinde, elbisesi bile olmasa, ölü hayvanın et ve derisi gibi canı olan kısımlarından bir şey bulunmamalıdır.

* Eti yenen ölü hayvanın yün ve kılı gibi canı olmayan kısımlarından bir şey namaz kılanın üzerinde olur veya onlardan yapılmış elbiseyle namaz kılınırsa, namaz sahihtir.

4. Şart:

* Namaz kılanın elbisesi, eti yenmeyen hayvandan yapılmamalıdır. Namaz kılanın üzerinde ondan bir kıl bile olsa, namaz batıl olur.

* Kedi gibi eti yenmeyen bir hayvanın salyası, sümüğü veya başka bir rutubeti namaz kılanın beden veya elbisesinde olursa, ıslak olduğu takdirde namaz batıldır; eğer kurur ve kendisi de giderilirse, namaz sahihtir.

* Namaz kılanın bedeninde veya elbisesinde insan saçının, terinin veya tükürüğünün bulunmasının sakıncası yoktur. Eğer namaz kılanın yanında inci, mum ve bal olursa, yine aynı hüküm geçerlidir.

* İster Müslüman memlekette yapılsın, ister Müslüman olmayan memlekette, eti yenen veya eti yenmeyen hayvandan yapıldığı konusunda şüpheye düşülen elbiseyle namaz kılmanın sakıncası yoktur.

* Hayvandan olduğuna ihtimal verilen sedef düğme ve benzeriyle namaz kılmanın sakıncası yoktur. Eğer sedef olduğu bilinir; ancak sedefte et olmadığına ihtimal verilirse, onunla namaz kılmanın sakıncası yoktur.

* Sincap ve as postuyla namaz kılmanın sakıncası yoktur.

* Eti yenmeyen bir hayvandan olduğu bilinmeyen bir elbiseyle namaz kılmak sahihtir. Ama eğer unutularak kılınırsa, farz ihtiyat gereği namaz iade edilmelidir.

5. Şart:

* Erkekler için altın dokumalı elbise giymek haramdır ve bu elbiseyle kılınan namaz batıldır. Ama kadının, namazda ve namaz dışında altın dokumalı elbise giymesinin sakıncası yoktur.

* Erkeğin altın ziynet kullanması örneğin, boynuna altın zincir, parmağına altın yüzük, koluna altın saat takması, haramdır ve onunla kılınan namaz batıldır. Farz ihtiyat gereği, altın gözlük kullanmaktan da sakınılmalıdır. Ama kadının namazda ve namaz dışında altını ziynet olarak kullanması sakıncasızdır.

* Yüzük veya elbisesinin altından olduğunu bilmeyen veya unutan ve onunla namaz kılan erkeğin kıldığı namaz sahihtir.

[6. Şart:]

* Namaz kılan erkeğin elbisesi saf ipek kumaştan olmamalıdır. Namaz dışında da erkeğin bu tür elbise giymesi haramdır. Farz ihtiyat gereği, takke ve kemer gibi tek başına avret yerini örtmeyecek kadar küçük olan şeyler de halis ipekten olmamalıdır.

* Erkeğin, astarının hepsi veya bir kısmı saf ipekten olan elbiseyi giymesi haramdır ve onunla kılınan namaz batıldır.

* Saf ipekten mi, yoksa başka kumaştan mı olduğu bilinmeyen elbiseyi giymenin sakıncası yoktur ve onunla kılınan namaz sahihtir.

* İpek mendil veya benzeri bir şeyin erkeğin cebinde olmasının sakıncası yoktur ve namazı da batıl etmez.

* Kadının namazda veya namaz dışında ipek elbise giymesinin sakıncası yoktur.